5 Eylül 2015

"İş beğenmeme züppeliği" durumu hakkında

Linkedin sitesinde bu konudaki bir paylaşım üzerine düşüncelerimi yorum olarak yazmak istediğimde karakter sınırının izin vermemesi üzerine yanıtımı burada yazmaya karar verdim. Paylaşım tam olarak şöyleydi:

Ülkede işsizlik veya fakirlik yok. İş beğenmeme züppeliği var. Özellikle tasarık sektörü züppelikte başı çekiyor.

(Burada tasarım kelimesi yanlış yazılmış.)

Bu konudaki düşüncelerim şu şekilde (yanıt olarak):

Siz nasıl her önünüze gelene iş vermiyorsanız onlar da her önüne gelen firmayla çalışmak zorunda değildir. Gücünüz yettiği kadar maaş verirsiniz ve ona göre eleman bulursunuz ve çalışan memnuniyeti ve sadakati sağlarsınız. Yüksek bütçeli işler yapıyorsanız çalışana da bundan bir pay vermek gerekir. Bunun dışında eğer işinize gelirse uygun bir ücretle tecrübesiz eleman alıp eğitim verip yetiştirip daha az maaşla çalıştırmış olursunuz. Firmanız büyürken zamanla o çalışanın maaşı da artacak zaten. Yok eğer "ben zaten büyük firma sahibiyim bunlarla işim olmaz" derseniz o zaman da büyüklüğünüzü gösterip ona göre ücret vermeniz yararınıza olacaktır çalışan sadakati için. Yoksa kimse babasının hayrına size çalışacak değildir, bir gün bakmışsınız başka firmaya kaçmış. Zaten çalışanlar da elbette sektörün durumunu, kendi ekonomik şartlarını ve tecrübe düzeyini değerlendirip bir fikir sahibi olacaktır ücret beklentisi konusunda. Seçenekler her iki taraf için de mevcuttur. Ne siz herhangi bir çalışana mahkumsunuz ne de herhangi bir çalışan sizin firmanızda çalışmak zorunda. Olayı tek taraflı değerlendirmek kendinizi komik duruma düşürmekten başka bir şey değildir. Firmalar genelde "neden benim firmamda kimse çalışmak istemiyor" diye düşünüyorlar ama asıl sormaları gereken soru "önceki çalışan neden benim firmamdan ayrıldı" sorusu olmalıdır. Sorunun kaynağı bu ikinci soruda saklıyken sürekli ilk soruyla debelenip kimsenin iş beğenmediğini söylemek çözüm değildir. Belki de beğenmedikleri iş değil sizin sağladığınız şartlar/imkanlardır.

Bunun dışında paylaşımda geçen işsizlik sorunuyla ilgili duruma ben de katılıyorum. Yani ülkemizde açıklanan işsizlik rakamları elbette gerçekten iş bulamayan insanların sayısını temsil etmiyor olsa gerek. Bu rakamlar bulduğu işleri değerlendirdiği halde işverenin teklifini kabul etmeyen, maaşlı bir işte çalışmayıp serbest çalışmayı tercih eden yada buna benzer başka durumlarda olan insanların sayısını da ihtiva edecektir. Bunun dışında elbette çalışmak istemeyen insanlar da var. Çalışmak istemeyen insanların sayısını işsizlik rakamlarına dahil etmeyi her zaman çok saçma bulmuşumdur. Bana göre işsizlik terimi yalnızca iş aradığı halde iş bulamayan insanların sayısını göstermelidir. Ancak işsizlik oranı hesaplarının tam olarak nasıl yapıldığını bilmediğim için bu konuda daha fazla yorum yapmam doğru olmaz.


Hiç yorum yok:

Kripto paralar hakkında

Kripto paralar, merkezi olmayan, şifrelenmiş ve dağıtılmış bir veritabanı olan blok zinciri teknolojisi kullanılarak oluşturulan dijital par...