Plastik endüstrisi hammadde ürünleri

Sanayide, çeşitli üretim dallarında ve uygulamalarda kullanılan plastik ürünler çok sayıda türlere sahip ürünlerden oluşmaktadır. Görünüm, biçim, dayanım özellikleri gibi farklı ihtiyaçlara göre çeşitli türde plastik hammadde ürünleri mevcuttur.

İstanbul'da bulunan Plastform firması 1984 yılından beri plastik sanayi hammadde ürünlerinin satışında faaliyet göstermektedir. Firma uzun zamandır İmes Sanayi Sitesindeki işyerinde faaliyet göstermektedir. Plastform firması özellikle pleksi boru, fenolik fiber, epoksi, pvc levha, pp, pe, akrilik, epoksi ve daha birçok çeşit yüksek kalitede ürün çeşidiyle müşterilerine hizmet vermektedir.

Plastik ürünlerde toptan ve perakende ihtiyaçlarınız için Plastform firmasına başvurabilirsiniz. Daha önce de gerek bireysel, gerek kurumsal olarak ürün tedariğinde çalışma fırsatı bulduğum Plastform firmasını bu konuda arayış içinde olan herkese tavsiye edebilirim.

Plastform firmasına ulaşmak için aşağıdaki sayfadan bilgi alabilirsiniz:
https://www.plast-form.com/iletisim

Beceri ve Yetenek kavramları arasındaki fark

Eğer iş ilanlarının bulunduğu insan kaynakları sitelerinde ilan detaylarına dikkat ettiyseniz özellikle bilişim sektörüyle ilgili ilanlarda genelde net olarak istenen özellikler belirtilir. Şu dilleri bilen, şu teknolojilere hakim, daha önce şunları yapmış olan vs. şeklinde yazılır ilanlarda. Aslında bu ilanlarda belirtilen gereksinimler birer yetenekten ziyade aslında birer beceridir. Çünkü işveren ilanda yazan metinlere göre size o becerileri ne kadar sürede kazandığınızla ilgilenmez. Yalnızca bilip bilmediğinizle yani becerilerinizle ilgilenir.

İş ilanlarını dikkate almadan yalnızca temel bir ayrıştırma yaparsak yetenek kavramı doğuştan gelen özellikler için kullanılabilirken beceri kavramı ise çaba gösterip kazanılan yetkinlikler için kullanılabilir.

İngilizcede de bu iki kavram aynı şekilde farklı kelimelerle ifade edilir. Bir konuda yeterlilik durumuna skill (beceri) denirken, bir konuda öğrenme kabiliyeti, uyum sağlama, kavrama ve geliştirme gibi özellikler ise talent (yetenek) kelimesiyle ifade edilir.

Aslına bakarsanız size beceri kazanmanızı sağlayan yeteneklerinizdir. İşverenler ise bir iş ilanında genellikle becerileri belirterek aradıkları çalışanı bulmaya çalışırlar. Bunun nedenlerinden birisi işverenin çalışanın eğitimi için zaman harcamak istememesi olabilir. Ne kadar yetenekli olursanız olun yeni şeyler öğrenmek, çalışma şekline uyum sağlamak ve kendinizi geliştirmek zaman alacaktır. Diğer bir neden de yetenek kavramının soyut bir kavram olup deneyimlemeden ölçülemez olmasıdır. Dolayısıyla işveren için aradıkları becerileri belirtmekten başka bir çare kalmıyor.

Aradığınız becerilere uyan birini bulmak için kişinin yetkinliklerine ve daha önce yaptığı işlere bakarak ve ayrıca mülakatlarda sorular sorarak bir fikre varabilirsiniz. Ancak kişinin yeteneğiyle ilgili fikre sahip olmanız için ona şans vermeniz ve bir süre birlikte çalışmayı deneyimlemeniz gerekir.

Beceri ve yetenek kavramları arasındaki farkı anlatmak için özetle şunu söyleyebiliriz: Herhangi bir konuda beceri kazanmak yani uzmanlaşmak için çalışıp zaman harcayarak yeteneklerinizi kullanırsınız ve kendinizi geliştirerek o konuda beceri sahibi olursunuz.

İsviçre çakısı gibi eleman aranan iş ilanları

Eğer günümüzde iş arayışında iseniz ve çeşitli ilan sitelerinde her gün türlü türlü ilan okuyup iş arıyorsanız muhtemelen bazı ilanlar için "bu nasıl ilan? sanki bir kişi değil üç kişi alacaklar" şeklinde aklınızdan geçirmişsinizdir. İş arayışında olmasam da bu tür örnekleri sosyal medya ve çeşitli sitelerde birçok kez gördüm ve bu tür ilanların meydana gelmesinde etkili olabileceğini düşündüğüm ve ilanı veren firma tarafında yaşanmış olması mümkün olan bir hikaye teorim var.

Bu tür bir ilanı veren firmada daha önce çalışmış olan ve işe alınırken makul kabul edilecek (bildiğiniz ütopik olmayan insan arayan) türde bir ilan ile işe alınmış olan bir eleman zaman içinde kendini beğendirme, işten çıkarılma endişesi, başka firmalara daha rahat geçiş yapabilmek vb. kendine göre nedenlerle kendini geliştirir iş tanımında olmayan şeyleri öğrenip farklı görevler üstlenmeye başlar. Zamanla bu eleman farkında olmadan aslında birden çok kişinin işini yapıyor hale gelir. Bu durumun farkında olmayan yada farkında olsa da canına minnet olan firma ise bu şekilde özverili (ve verimli) bir elemana sahip olmanın verdiği mutlulukla iş hayatına devam eder ve bir süre sonra bunun normal bir durum olduğunu ve her elemanın böyle olması gerektiğini düşünmeye ve bu bilinci benimsemeye başlar zamanla içten içe. Daha sonra ise gün gelir bu becerikli eleman bir şekilde işten çıkmak ister ve firmadan ayrıldığında derin bir boşluk hissine kapılan firma deyim yerindeyse içine oturmuş olan bu durumu telafi etmek adına daha önceden benimsediği türden olan yeni bir isviçre çakısı eleman almak ister. İşte bunun sonucunda ise şu anda kariyer sitelerinde çokça gördüğünüz türde ilanlar ortaya çıkar.

Eğer firmalar bu tür ilanlar ile eleman bulmanın ne kadar olduğunu görürlerse zaten bir süre sonra vazgeçip daha adil türde bir ilan verecekler ama olur da ilana uygun bir eleman bulurlarsa işte bu durum bu tür ilanların devam edeceği anlamına gelir. Sonuçta ik dünyası da bir çeşit arz talep dengesine sahiptir ticarette olduğu gibi. Bence bu tür ilanlar veren firmaların öğrenmesi gereken şey öncelikle işe alım yapmanın herhangi bir makine yada robot satın almak değil insana yatırım yapmak anlamına geldiğidir.

Paypal Türkiye'deki faaliyetlerini durdurdu

Paypal bugün aşağıdaki duyuruyla Türkiye'deki hizmetlerini durdurduğunu bildirdi.

PayPal olarak Türkiye’deki faaliyetlerimizi durdurduğumuzu üzülerek bildirmekteyiz.

6 Haziran 2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Türkiye’deki müşterilerimiz PayPal hesapları üzerinden para gönderme ve alma işlemi yapamayacaklardır.  Müşterilerimiz PayPal hesaplarına giriş yapabilir ve varsa hesaplarındaki bakiyeyi Türkiye’deki banka hesaplarına aktarabilirler.

Belirtmek isteriz ki, PayPal’ın önceliği her zaman müşterileri olmuştur. Ancak yerel düzenleyici kuruluşa yaptığımız lisans başvurusunun reddi ve ilgili kurumun Türkiye'deki faaliyetlerimizi durdurma talimatı doğrultusunda uygulamak durumunda olduğumuz bu karardan dolayı üzüntü duymaktayız.

Bakiyenizi çekmek için:

1. Hesabınıza giriş yapın.
2. Özet sayfasında yer alan PayPal Bakiyesi'nden “Para Çekin”i tıklayın.
3. Çekmek istediğiniz tutarı girin, çekilen paranın iletileceği banka hesabını seçin ve “Devam”ı tıklayın.
4. Onay sayfasını inceleyin ve ardından “Gönder”i tıklayın.

Bakiyenin banka hesabınıza gönderilmesi 5 - 7 gün arası sürebilmektedir.

Banka hesap detaylarınızın doğru olup olmadığını lütfen kontrol ediniz. Ayrıca PayPal hesabınızda yer alan ad ve soyadınızın, banka hesabınızdaki ad ve soyadınız ile birebir uyumlu olması gerektiğini hatırlatmak isteriz.   

PayPal olarak tüm müşterilerimize bugüne kadar bizi tercih ettikleri için  teşekkürlerimizi iletmek isteriz. PayPal'a vermiş olduğunuz destek Türkiye'deki çalışanlarımız ve şirketimiz için her zaman önemli olmuştur.

Gelecekte Türkiye'deki müşterilerimize yeniden hizmet verebilmek için gerekli izinlerin alınması yönündeki çalışmalarımız devam edecektir.

"İş beğenmeme züppeliği" durumu hakkında

Linkedin sitesinde bu konudaki bir paylaşım üzerine düşüncelerimi yorum olarak yazmak istediğimde karakter sınırının izin vermemesi üzerine yanıtımı burada yazmaya karar verdim. Paylaşım tam olarak şöyleydi:

Ülkede işsizlik veya fakirlik yok. İş beğenmeme züppeliği var. Özellikle tasarık sektörü züppelikte başı çekiyor.

(Burada tasarım kelimesi yanlış yazılmış.)

Bu konudaki düşüncelerim şu şekilde (yanıt olarak):

Siz nasıl her önünüze gelene iş vermiyorsanız onlar da her önüne gelen firmayla çalışmak zorunda değildir. Gücünüz yettiği kadar maaş verirsiniz ve ona göre eleman bulursunuz ve çalışan memnuniyeti ve sadakati sağlarsınız. Yüksek bütçeli işler yapıyorsanız çalışana da bundan bir pay vermek gerekir. Bunun dışında eğer işinize gelirse uygun bir ücretle tecrübesiz eleman alıp eğitim verip yetiştirip daha az maaşla çalıştırmış olursunuz. Firmanız büyürken zamanla o çalışanın maaşı da artacak zaten. Yok eğer "ben zaten büyük firma sahibiyim bunlarla işim olmaz" derseniz o zaman da büyüklüğünüzü gösterip ona göre ücret vermeniz yararınıza olacaktır çalışan sadakati için. Yoksa kimse babasının hayrına size çalışacak değildir, bir gün bakmışsınız başka firmaya kaçmış. Zaten çalışanlar da elbette sektörün durumunu, kendi ekonomik şartlarını ve tecrübe düzeyini değerlendirip bir fikir sahibi olacaktır ücret beklentisi konusunda. Seçenekler her iki taraf için de mevcuttur. Ne siz herhangi bir çalışana mahkumsunuz ne de herhangi bir çalışan sizin firmanızda çalışmak zorunda. Olayı tek taraflı değerlendirmek kendinizi komik duruma düşürmekten başka bir şey değildir. Firmalar genelde "neden benim firmamda kimse çalışmak istemiyor" diye düşünüyorlar ama asıl sormaları gereken soru "önceki çalışan neden benim firmamdan ayrıldı" sorusu olmalıdır. Sorunun kaynağı bu ikinci soruda saklıyken sürekli ilk soruyla debelenip kimsenin iş beğenmediğini söylemek çözüm değildir. Belki de beğenmedikleri iş değil sizin sağladığınız şartlar/imkanlardır.

Bunun dışında paylaşımda geçen işsizlik sorunuyla ilgili duruma ben de katılıyorum. Yani ülkemizde açıklanan işsizlik rakamları elbette gerçekten iş bulamayan insanların sayısını temsil etmiyor olsa gerek. Bu rakamlar bulduğu işleri değerlendirdiği halde işverenin teklifini kabul etmeyen, maaşlı bir işte çalışmayıp serbest çalışmayı tercih eden yada buna benzer başka durumlarda olan insanların sayısını da ihtiva edecektir. Bunun dışında elbette çalışmak istemeyen insanlar da var. Çalışmak istemeyen insanların sayısını işsizlik rakamlarına dahil etmeyi her zaman çok saçma bulmuşumdur. Bana göre işsizlik terimi yalnızca iş aradığı halde iş bulamayan insanların sayısını göstermelidir. Ancak işsizlik oranı hesaplarının tam olarak nasıl yapıldığını bilmediğim için bu konuda daha fazla yorum yapmam doğru olmaz.