5 Ocak 2015

Web sitelerinde mobil uyumluluk dönemi

İnternet ilk çıktığı zamanlarda erişim için kullanılan neredeyse tek cihaz türü (ekonomik etkenlerin de etkisiyle) masaüstü bilgisayarlardı. Daha sonra taşınabilir dizüstü bilgisayarlar yaygınlaştı ve zamanla monitör boyutları ve en-boy oranı kullanımları farklılaşmaya başladı. Bu değişikliklerde sinema filmi gibi medyaların video çözünürlükleri etkili oldu. Ülkemizde özellikle 2000li yıllarda kullanımı gittikçe artmaya başlayan akıllı telefonlar günümüzde her kesimden ve yaştan kullanıcı tarafından yoğun bir kullanım alanına sahip oldu. Bunlara bir zaman popüler olan netbook bilgisayarları ve tabletleri de ilave ederseniz artık mobil cihazların ciddi bir kullanım oranına sahip olduğu günümüzde web sitelerinin aynı değişimi biraz geç de olsa takip etme zorunluluğu geldi.

Web teknolojilerinde özellikle Html 5 ve CSS 3 ile arayüz geliştirmede kullanılan teknoloji güncellemeleri de mobil cihazların ihtiyaçlarına karşılık verecek şekilde ilerledi. Ancak bununla birlikte bugün yayında olan birçok site henüz mobil uyumluluğu sağlayabilmiş değil. Özellikle twitter bootstrap gibi css frameworkleri kolayca mobil uyumlu web siteleri arayüzü geliştirmeye olanak sağlıyor. Ayrıca böyle bir framework kullanmadan da media query adı verilen ve css ile farklı ekran boyutlarındaki web tarayıcılarını ayırt ederek farklı stil tanımları yapmaya imkan veren css özelliği kullanılabilir.

Google artık sitelerin mobil uyumlu olmalarına ayrıca bir önem veriyor ve mobil cihazlar kullanılarak yapılan arama sorgularında bu kriteri ciddi bir şekilde önemsiyor. Bu anlamda artık mobil uyumlu web siteleri SEO açısından da ciddi bir öneme sahip olmaya başladı. Bunun dışında internet erişimlerindeki mobil cihaz kullanım oranının da her geçen gün artması bu konudaki hassasiyeti kaçınılmaz hale getiriyor. Artık rekabet etmek isteyen hiçbir kurum yada şahıs mobil kullanıcıların payını göz ardı edemez, etmemeli. Bu gerçeği web sitelerinizdeki ziyaretçi istatistiklerinizden de görebilirsiniz. Artık neredeyse herkesin bir akıllı telefonu varken akşam eve gittiğinde birçok kişi masaüstü yada dizüstü bilgisayarının başına geçmek yerine belki televizyon karşısında kanepede uzanırken internete girmeyi tercih ediyor.

Herhangi bir web sitesinin sınırlı boyutlardaki ekrana sahip bir mobil cihazda görüntülenmesi durumunda iki ihtimal ortaya çıkıyor. Bunlardan birincisi web sitesinin görünümünün aynen masaüstü bilgisayar gibi geniş ekranlı cihazlardaki biçimle birebir aynı olması ve kullanıcının siteyi ilk açılışta tüm sayfanın elindeki cihazın ekranına sığacak şekilde küçültülmüş görmesi durumudur. Bu durumda kullanıcının akıllı telefon yada tablet kullanarak web sitesini görebilmesi ve içerikleri okuyabilmesi için sayfada zoom yaparak istediği noktaya doğru ekranı kaydırması gerekir. Mobil uyumluluk teriminin anlamını bilmeyen birisi için bu kullanım tarzı normal olabilir. Ancak web sitesinin ziyaretçinin cihazında akıcı ve kolay kullanıma sahip olmasını isteyen bir web tasarımcı yada site sahibi için durum böyle değildir. Bu durumda ikinci seçenek devreye giriyor. Bu da web sitesinin görüntülendiği web tarayıcının boyutlarına göre kendisini yeniden biçimlendirerek en uygun şekilde ve zoom yapmaya gerek kalmayacak bir şekilde göstermesi. İşte bu şekilde tasarlanmış web arayüzlerine kısaca responsive denilir. Artık web sitesi için hazır tema arayanlar bile ilk olarak responsive temaları tercih ediyorlar. Responsive tasarım kavramı için Türkçe karşılık olarak duyarlı web tasarımı ifadesi kullanılsa da internette daha çok responsive tasarım adıyla bilinmektedir.

Google, responsive arayüz kullanarak web sitesi ziyaretçilerine mobil uyumlu bir deneyim yaşatmak isteyen site webmasterlar için Mobil uyumluluk testi adında bir hizmet sağlıyor. Bu aracı kullanarak yayında olan istediğiniz bir web sitesinin mobil uyumluluk anlamındaki başarısını kontrol edebilir ve varsa bu konudaki hatalarını görebilirsiniz. Google mobil uyumluluk testi hizmetini aşağıdaki adreste bulabilirsiniz:

https://www.google.com/webmasters/tools/mobile-friendly/

Bu sayfaya girdiğinizde karşınıza çıkan forma test etmek istediğiniz web sitesinin adresini yazarak analiz et düğmesini tıklayın. Site analiz edilerek sitenin mobil uyumlu olup olmadığı ve eğer değilse hataları bildiren sonuç sayfasını göreceksiniz. Örneğin bu blog için bu testi yaparsak mobil uyumlu olduğu sonucu çıkacaktır:

https://www.google.com/webmasters/tools/mobile-friendly/?url=http%3A%2F%2Feezgu.blogspot.com%2F

Eğer mobil test ettiğiniz web sitesi mobil uyumlu değilse "Mobil uyumlu değil" şeklinde bir sonuçla karşılaşırsınız.

Günümüzde web sitesi ziyaretçi profili hızlı bir şekilde mobil cihazlara kaymaya devam ettikçe artık resmen mobil uyumluluk dönemi başlatmıştır diyebiliriz. Hatta bazı hizmetler ve web uygulamaları masaüstü cihazlardan daha çok mobil cihazlarda kullanılmaktadır. Web dünyasındaki bu değişim hareketi artık mobil cihazları web tasarımında ihmal edilebilecek bir azınlık olmaktan çıkarıp dikkate alınması gereken ciddi bir kesim haline getirmiştir. Bu nedenle artık günümüzde web siteleri için mobil uyumluluk bir tercih değil bir zorunluluk haline gelmiştir. Web sitelerinde kullanılan arayüzün kalitesi (UI), kullanıcı deneyimi (UX) ve google arama sonuçları için etkisi (SEO), mobil uyumluluk etkenini web siteleri için geri dönüş oranı (ROI) kapsamında da önemli hale getirecektir. Bu sayede gelecekte mobil uyumluluk daha da yüksek ölçüde önemli ve elzem bir etken olacaktır.



30 Aralık 2014

Linux Mint bluetooth çalışmıyor

Bilgisayarınıza Linux Mint kurdunuz ve ardından bluetooth çalışmadığını farkettiyseniz gerekli olan paket kurulmamış olabilir. Bu durumda sistem tepsisi alanında wireless, ses ayarı gibi simgeler olduğu halde bluetooth simgesi görünmüyor durumdadır. Bu durumda bluetooth donanımını çalışır hale getirmek için blueman paketini kurabilirsiniz.

sudo apt-get install blueman

Terminal penceresinde bu komutu çalıştırarak blueman paketini kurduktan sonra bluetooth artık çalışıyor olmalı. Eğer bluetooth simgesi görünmüyorsa bilgisayarınızı yeniden başlatabilirsiniz.

17 Aralık 2014

Android çağrı engelleme

Cep telefonunuza hergün istenmeyen reklam çağrıları mı geliyor? Aynı sorunu yaşayan biri olarak Android cihazımda bunun bir çözümü olduğunu farkettim. Eğer siz de Android işletim sistemi olan bir telefon kullanıyorsanız (çok eski sürümlerde belki bu özellik olmayabilir) aşağıdaki adımları izleyerek istenmeyen numaralardan gelen aramaları engelleyebilirsiniz.

Ana ekranda menü tuşuna basın ve aşağıdaki adımları takip edin:

Sistem ayarları
Çağrı ayarları
Çağrı reddetme
Reddetme listesi
Sağ üstteki + işareti
Çağrı Kaydı

Açılan listeden engellemek istediğiniz numaraları işaretleyin ve Tamam tıklayın. Bir daha sizi rahatsız etmeye çalışsalar da ruhunuz duymaz.

20 Kasım 2014

Css ile üzerine gelince renkli olan siyah beyaz resim efekti

Bugünlerde bir proje için bazı resimlerin sayfada siyah beyaz olarak görünmesi ve üzerine gelince renkli olmasının sağlanması ihtiyacı üzerine internette bulduğum türlü javascript eklentisi haricinde (ki bunlarda sorun yaşadım) bunun sadece css kullanarak da yapılabileceğini buldum. Aşağıdaki css tanımlarını css dosyanıza yada bu işlemi yapmak istediğiniz sayfada <style></style> imleri arasına ekleyerek bu etkiyi sağlayabilirsiniz:

img.grayscale {
  filter: url("data:image/svg+xml;utf8,<svg xmlns=\'http://www.w3.org/2000/svg\'><filter id=\'grayscale\'><feColorMatrix type=\'matrix\' values=\'0.3333 0.3333 0.3333 0 0 0.3333 0.3333 0.3333 0 0 0.3333 0.3333 0.3333 0 0 0 0 0 1 0\'/></filter></svg>#grayscale"); /* Firefox 3.5+ */
  filter: gray; /* IE6-9 */
  -webkit-filter: grayscale(100%); /* Chrome 19+ & Safari 6+ */
}
img.grayscale:hover {
  filter: none;
  -webkit-filter: grayscale(0%);
}

Bu kodları ekledikten sonra istediğiniz resimlere grayscale sınıfını vererek siyah beyaz hale getirip üzerine geldiğinde renkli olmasını sağlayabilirsiniz.

20 Ekim 2014

Sosyal medyanın kölesi olmak

Uzun bir süre önce (belki de uzun değildir ama bana öyle geliyor) facebook hesabımı kapattım. "Aslında hesabını dondurdun kapatmadın şimdi istesen yine giriş yaparsın" diye düşünen olabilir ama gerçekten kapattım yani hesabımı sildim. (Ha teknik olarak facebook veritabanında ben silsem bile hesabım duruyordur ama bana bir hayrı yada zararı olmaz sonuçta ben tekrar giriş yapamam). Eğer siz de facebook hesabınızı silmeye niyetlendiyseniz internette ararsınız bulursunuz nasıl yapıldığını facebook gözünüze sokacak değil ya anasayfadan "Bak buraya tıklayıp hesabını silebilirsin" diye.

Neyse hesabımı sildikten sonra tekrar facebook'u özledin mi diye sorarsanız tek kelimeyle "Hayır" diye yanıtlarım. Ama tek kelime yetmeyeceği için biraz konuyu açayım. Eskiden facebooka girince bir hayli vakit kaybediyordum. Yok bildirimlerdi, yok efendim millet ne göndermiş ona bakayım, yok efendim şurada ilginç bir resim var, şuradaki konu da çok derin yorumları okuyayım.. vs. vaktimi çalan birçok şey olduğunu farkettim. Bu şekilde her giriş yaptığımda ciddi bir vakit harcadığımı farkettim. Her ne kadar ben pek yapmamış olsam da bir de üstüne uygulamaydı oyundu falan diye takılırsanız yandınız demektir tam anlamıyla vakit öldürürsünüz. Şahsen günde birden fazla giriş yaptığımı da söylememe gerek yoktur sanırım. Günde bir kere giriş yapan varsa saygı duyarım. Ama bu saygı kendi hesabımı sildiğim zaman kendime duyduğum saygıyla boy ölçüşemez. Çünkü nasıl bir dertten kurtulduğumu sonraları daha iyi anladım. İlk olarak kafanızı çöplüğe döndüren türden bir sürü paylaşımı görmekten kurtuldum. Başkalarının siyasi fikirlerini ve içlerinde besledikleri kini görmekten kurtuldum. Milletin yediğini, içtiğini, s...tığını (yok canım o kadar da değil bu sonuncusu görmedim henüz ama belki ben hesabımı kapattıktan sonra bu konuda bir trend çıkmış olabilir), nereye gittiğini vs. görmekten kurtuldum. Kurtuldum diyorum çünkü farkında olmasanız da bu tür gereksiz bilgiler kafanızı çöplüğe çevirip asıl yapmak istediklerinizi, planlarınızı, varsa işinizi gücünüzü kafanızda bulunan türlü projeleri gerçekleştirmenizi, yani sizi "iş" yapmaktan alıkoyar. Kafanıza takacağınız gereksiz ve hatta zararlı içerikler beyninizi yorar ve sizi deyim yerindeyse yıldırabilir.

Şimdi diyeceksiniz ki hiç mi faydalı şey yok bu facebookda? Var elbet olmaz mı ama eğer samanlıkta iğne bulmak gibi bir uzmanlığınız yoksa uğraşmaya değmez. Aile ve akrabalar arası iletişim için faydalı bir şekilde kullanılabilir ama aynı zamanda bu aile ve akrabalık ilişkilerinize zarar bile verebilir. Facebook hesabımı kapatınca belki bu iletişimden oldum ama şöyle bir avantajım var, eşimin hesabında benim hesabımda ekli olan neredeyse tüm akrabalarım ve ailem var bu nedenle akrabalar arasındaki önemli haberleri eşimden alabilirim zaten. Bunu da dikkate alınca hiç beklemeden hesabımı kapatmaya karar verdim. Üstelik aile içi haberleşme için ayrıca google plus kullanmaya devam ediyorum. Bence google plus facebook ve twitter hizmetlerinin faydalı yönlerini bir araya toplayan güzel bir sistem ancak bu ayrı bir konu.

Facebook üzerinden verdiğim örneği diğer sosyal medya hizmetlerine genişletebilirsiniz. Bu konuda özeleştiri yapmanızı tavsiye ederim. Diyebilirsiniz ki "e ne yapalım o zaman sosyal medyadan tamamen kopalım mı?". Hayır elbette ancak bu platformları amacınıza uygun kullanın. Örneğin sosyal medyada bir şirket hesabı yönetiyorsanız yada sosyal medya uzmanı olarak çalışıyorsanız o zaman elbette facebook hesabınız da olacak ve kullanacaksınız. Ayrıca benim yaptığım gibi facebook hesabınızı kapatıp bunun ardından linkedin kullanmaya devam edebilirsiniz. Linkedin aslında bir çeşit profesyonel ağ oluşturma amacı güden sosyal medya platformu. Ancak en azından şimdilik istisnalar olsa da facebook kadar "boş" ve "laylallom" ortamı değil. Ciddi bir amacı olan iş bağlantıları kurma amacında olan bir hizmet. Üstelik linkedindeki paylaşımları bilgi edinme, piyasayı ve yenilikleri takip etmek için faydalı buluyorum. Böyle profesyonel bir sosyal medya ortamının varsın facebook kadar kullanıcısı olmasın, olması da beklenemez zaten ülkemizde.

Siz siz olsun her platformu amacına uygun ve dozunda kullanın, böyle ortamların kendinize zarar vermesine izin vermeyin ve vaktinizin çoğunu boş şeyler için harcamayın.

28 Ağustos 2014

ICQ yenilendi

Günümüzde daha çok 25-30 yaş civarındaki kuşağın bildiği ve eskiden çok popüler olan ancak zamanla yerini diğer mesajlaşma ve sohbet uygulamalarına bırakan ICQ yenilenerek mesajlaşma uygulamaları arasına girdi.

Mobil platformlarda, bilgisayarda ve webde kullanılabilir. Whats app, viber vb. uygulamalar gibi telefon numaranızı kimlik olarak kullanabiliyorsunuz. Ayrıca eskiden üye olan kullanıcılar da (eğer hesapları hala duruyorsa) isterlerse eski giriş bilgileriyle giriş yapabilirler. ICQ için henüz indirilebilir bir Linux yazılımı yok görünüyor ancak web üzerinden de mesajlaşma uygulaması kullanılabiliyor. Üstelik gördüğüm kadarıyla facebook ile giriş imkanı var ve aynı ekranda ICQ kişileri yanında facebook arkadaşlarınız ile de mesajlaşabilirsiniz.

ICQ uygulaması eskiden olduğu gibi mesajlaşma özelliğinin yanı sıra sesli ve görüntülü görüşme imkanı, fotoğraf, video ve dosya gönderimi, grup sohbeti, sohbet içi ifadeler gibi özellikleriyle diğer mesajlaşma uygulamalarında bulunan özellikleri yakalamış görünüyor. Şimdiden (Android rakamlarına göre) milyonlarca kullanıcı tarafından indirilen ICQ uygulaması zamanla çok daha fazla kullanıcıya ulaşacak gibi görünüyor.

ICQ uygulamasının Türkçe tanıtım sayfasına şu adresten erişebilirsiniz:

http://www.icq.com/promo/tr

29 Haziran 2014

Samsung Galaxy Trend Plus S7580 batarya şarjı hızlı bitiyor

Yakın zamanda internetten sipariş ettiğim android işletim sistemli Samsung Galaxy Trend Plus S7580 akıllı telefonu elime geçtikten sonra gerekli kurulumları yapıp kullandığım bazı uygulamaları kurduktan sonra şarj ederek tamamen şarj olana kadar bekledim. Ardından cihazı kullandığım birkaç gün boyunca telefonu fazla kurcalamadığım halde pilinin tahminimden çok daha hızlı bittiğini gördüm. Belki geçici bir durumdur diye bir süre daha denedim ancak istisnasız her gün şarj etmek zorunda kaldım ve bir günü bile zor tamamlıyordu. Üstelik kullanım sırasında hiçbir şekilde uzun süreli uygulama çalıştırma ve çok enerji harcamasını gerektirecek herhangi bir işlem yapmadım. Sadece birkaç kez wifi açıp email kontrol ettim kısa sürelerle. Üstelik wifi, gps, 3g gibi enerji tüketen tüm donanımları kapattığım halde ve arka planda çalışan uygulamaları kapattığım halde bu durum değişmedi.

Telefonun bazı özellikleri şunlar:

İşletim sistemi: Android 4.2 (Jelly Bean)
İşlemci: 1.2 GHz Dual Core
Ram: 768 MB
Dahili hafıza: 4 GB
Batarya: 1500 mAh
Ekran: 4" (480x800)

Açıkçası yeni aldığım akıllı telefonun pilinin ilk zamanlarda pili henüz hiç eskimediği için ve benim gibi telefonda oyun vb. gibi batarya tüketecek uygulamalar kullanmayan birisi için en azından 3 günü tamamlaması yada bu süreye yaklaşması gerekirdi. Ne yazık ki bu cihazda böyle bir performans göremedim. Bence bu özelliklere sahip bir telefon için 1500 mAh çok yetersiz. Bence en az 2000 mAh civarında olması hatta uygun bir performans için 2500 mAh kadar olması gerekirdi.

Karşılaştırma yapmak gerekirse şu anda kullandığım ve 3 yıl önce aldığım eski bir LG telefon modelinde düşük çözünürlüklü 2.8" ekran var ve buna rağmen bataryası 1280mAh kapasiteli ve ortalama bir kullanımla rahatlıkla 2-3 gün kadar gidiyor.

Belki Samsung Galaxy Trend Plus S7580 ile yaşadığım bu sorun özel olarak benim cihazımla ilgiliydi ancak yine de diğer özellikleri gayet güzel olsa da bu telefonu kullanmaktan batarya sorunu nedeniyle vazgeçtim ve aldığım siteye iade ettim. Bundan sonra eğer yeni bir cihaz almaya karar verirsem yüksek kapasiteli bataryası olan bir telefon almayı düşünüyorum.


Kripto paralar hakkında

Kripto paralar, merkezi olmayan, şifrelenmiş ve dağıtılmış bir veritabanı olan blok zinciri teknolojisi kullanılarak oluşturulan dijital par...